Fenchurch Caddesi ile Leadenhall Caddesi’nin kesişim noktasında, Londra geçmişinin karanlık bir parçasını yansıtan Aldgate Çeşmesi, Londra’nın karanlık tarihine bir yenisini eklemiş gibi görünüyor.
Bu çeşmeden akan suyun tadı, insanlara bir başka gelirdi. Peki sebebinin ölmüş insan kemiklerindeki kalsiyum olduğunu söylesek?
Aldgate Çeşmesi’nin kökeni, 1200’lü yıllara kadar uzanıyor.
Bu dönemde Londra’nın yer altı akarsularından birini besleyen bir kuyu burada bulunuyordu. O dönemler Londra, muhtemeldir ki suyu Aldgate kuyusundan alıyordu. 16. yüzyıldan itibaren bu kuyu üzerine bir de çeşme yapılmıştı. Ancak mevcut yapının 1700’lerin sonlarına ait olduğu düşünülüyor.
Çeşme, zamanla yerel bir simge haline gelmiş ve Doğu Yakası’nın başladığı nokta olarak kabul ediliyordu. Üstündeki kurt başı ile ünlü olan çeşme, Londra’da oldukça popülerdi.
1860’larda halk, bu suyun tadını çok seviyordu.
Ancak bu ‘hoş’ tadın sebebi sudaki kalsiyumdu ve maalesef bunun sebebi de ölmüş kişilerin kemiklerinden geliyordu. Londra’daki artan nüfus nedeniyle çok fazla yeni mezarlık oluşturuldu, bu da zaman içinde suya ölülerden gelen organik maddelerin sızmasına yol açtı.
1874’te insanlar, bu sudan zehirlenerek öldü ancak buna rağmen insanlar, çeşmeden su içmeyi bırakmadı. ‘Aldgate Çeşme Salgını’ olarak kayıtlara bile geçen bu trajik olayda binlerce insan ölmüştü.
Araştırmalara göre buradaki su, normalden beş kat daha katıydı.
Neyse ki 1876’da çeşme, yeni yerine taşınarak New River Şirketi’nin sağladığı şebeke suyuyla değiştirildi ve bu korkunç sorun çözüme kavuştu.
Günümüzde, Fenchurch ve Leadenhall Caddeleri’nin kesişiminde bulunan Aldgate Çeşmesi’nin hikâyesini bilen çok az insan var. Çeşmenin üzerinde Londra’nın arması yer alıyor. Üzerine ise 1800’lerin sonlarında eklenen pirinç kurt başı, Londra’da öldürülen son kurdu simgeliyor. Bir efsaneye göre buradaki son kurt, çeşmenin orada ölmüş.
