Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Toksikoloji Ana Bilim Kısmı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmet Çok, e-sigaranın, neredeyse gerçek sigara kullanımının yol açtığı kadar yüksek DNA hasarına yol açtığını söyledi.
Yeşilay tarafından çevrim içi düzenlenen Milletlerarası Tütün Bağımlılığı Kongresi, ikinci gününde oturumlarla devam ediyor.
Kongrede “Elektronik sigara kullanıcılarında DNA katımının belirlenmesi” başlıklı sunum yapan Prof. Dr. İsmet Çok, tütün endüstrisinin, yeni eserler tanıtmak üzerine çalıştığını, bunlar ortasında nikotin temin sistemleri ve ısıtılmış tütün eserlerinin yer aldığını anlattı.
Bu eserler her ne kadar azaltma eserleri üzere lanse edilse de bunların da aslında bilhassa gençlerde öteki bir usul bağımlılık oluşturduğunu lisana getiren Çok, şu bilgileri aktardı:
” Türkiye’deki duruma bakarsak, birtakım araştırma sonuçları olmasına rağmen e-sigarayla ilgili hala detaylı araştırma yok. Bir üniversitenin çalışma sonucuna göre, Türk üniversite gençliğinde e-sigara kullanım oranı yüzde 2,9 olarak gözüküyor. Eskişehir’de yapılan bir çalışmaya nazaran, lise öğrencilerinde e-sigara kullanımı yüzde 3,2 olarak belirlenmiş. Çok yakın vakitte yayınlanan bir araştırmanın sonuçlarına nazaran, 15 yaşın üzerindeki e-sigara kullanım oranı yüzde 1,3. e-sigara kullanımı, neredeyse gerçek sigara kullanımının yol açtığı kadar yüksek DNA hasarına yol açıyor. Aroma bileşenlerinin kullanıldığı e-sigaralarda ekstra olarak kullanılan kimyasallar oksidatif DNA hasarı oluşturuyor. Bu aroma verici kimyasallar da genotoksik riski artırıyor.”
“Bağımlı bireylerle kurulan bağlantı önemli”
Yeşilay Bilim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Peyami Çelikcan da “Stratejik İrtibat ve Tütün Kontrolü” başlıklı sunumunda, bağımlı bireylerle kurulan iletişimin önemine dikkati çekti.
İletişimin gücünden de faydalanılarak sağlıklı nesillerin yetiştirilmesinin önemini vurgulayan Çelikcan, şu görüşleri dile getirdi:
“Bağımlılıklarla gayret çok hassas yürütülmesi gereken farklı bir çalışma alanıdır. Bu manada farklı bağımlılık cinsleri ve bunlarla ilgili bireylere dönük hem önleyici çalışmalar hem de rehabilitasyon çalışmalarının da birlikte yürütülmesi gerekiyor. Bağlantı açısından en sıkıntı kısım bir insanın davranışında değişiklik yaratmak. Yani sigara içen bir bireyi sigara içmekten alıkoymak. Yerleşik davranışları değiştirmek bağlantıcı açısından en güç olay. Ne yaparsak biz maksat kitlesinde davranış değişikliğine neden olabiliriz? Stratejiye dayalı bir bağlantı faaliyeti gerçekleştiriyoruz. Onun da kimi evreleri var. Meseleye ait bir durum tahlili yapmak kıymetli. ‘Sorun nedir? Çapı nedir? Bu sorunu besleyen kaynaklar nedir?’ diye bunu anlayan bir süreçle başlıyoruz.”
Kongre, kapanış konuşmasıyla sona erecek.
